Kaos cehaletin alanıdır.
Keşfedilmemiş topraktır. Kaos sonsuz bir șekilde ve limitsizce, bütün hallerin, bütün fikirlerin ve bütün disiplinlerin sınrlarının ötesine uzanır.
Bir yabancıdır, başka bir çetenin üyesidir, gece vakti çalıların arasından gelen hışırtıdır, yatağın altındaki canavardır, annemizin gizli öfkesidir, çocuğumuzun hastalığıdır.
Kaos ihanete uğradığımızda derinden hissettiğiniz çaresizlik ve dehşettir. Her sey dağıldığında, hayallerimiz söndüğünde, kariyerimiz çöktüğünde ya da evliliğimiz sona erdiğinde kendimizi bulduğumuz yerdir. Ejderha ve koruduğu altının sonsuza dek birlikte var olduğu masal ve efsanelerin, cehennemidir.
Kaos nerede olduğumuzu bilmediğimizde olduğumuz yer, ne yaptığımızı bilmediğimizde yaptığımız şeydir. Kısaca ne bildiğimiz ne de anladığımız şeylerin ve durumların tamamıdır.
Kaos ayrıca o imgede yaratılan bizlerin, hayatlarımızın alışılmamış ve sürekli değişen anlarını ortaya çıkardığımız potansiyelin aynısıdır.
Ve kaos özgürlüktür, aynı zamanda korku veren bir özgürlük.